Anakronizm (Anachronism) Nedir? Senaryoda Nasıl Kullanılmalıdır?

Anakronizm (Anachronism) Nedir? Senaryoda Nasıl Kullanılmalıdır?

Anakronizm (Anachronism) bir anlatıdaki unsurların (nesne, kıyafet, araçlar, tarihsel kişilikler vb.) birbirleriyle olan ilişkilerindeki tarihsel tutarlılığı ifade eder. Bu kurala uyulmayan yapımlar genelde “Kitchen Sink” olarak nitelendirilir. Anakronizm kelimesindeki “kron” zaman anlamı taşır. Bu kurala uyulması dönem öykülerinde kritik bir öneme sahiptir. Anakronizm unsurları yanlış kullanılır veya es geçilirse senaryoda Plot Hole oluşabilir. Plot Hole hakkındaki önceki yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

Anakronizm kuralına uyulmayan bir Türk yapımı diziye örnek vermek gerekirse; Muhteşem Yüzyıl dizisi iyi bir örnek olabilir. Bu dizideki başlıca hatalar şu şekilde sıralanmıştır;

Anakronizm (Anachronism) Nedir? Senaryoda Nasıl Kullanılmalıdır?

PERDELER

Perdeler yeni dönem perdeleri anımsatıyor. Kanuni dönemiyle alakası yok. O dönem perdeler kenarlara toplanmadan aşağıya kadar inerdi. *Kenarlarını dolaşan ponponlu harçlar olmazdı. O dönem perdeler genellikle güvez rengi kadife kumaştan yapılırdı. Minyatürlerden de bilindiği gibi o dönemde duvara asılı ağır perdelere rastlanmaz. Buna benzer örtüler çadırlar için söz konusudur. Minyatürlerden de gördüğümüz kadarıyla 16. yüzyıl Osmanlı döneminde bu tür püsküllü, kenarları toplanmış perdeler kullanılmıyor. Bu tür perdeler Dolmabahçe Sarayı’nda olabilir ama Kanuni Sultan Süleyman dönemi Topkapı Sarayı’nda olamaz.

KIYAFETLER

Osmanlı renk ve modellerine uygun değil. Her şeyden önce Osmanlı padişahları kahverengi tonu asla kullanmazlar. Onun yerine yakut kırmızısı zemin üzerine krem, yeşil, mavi, koyu mor, siyah ve nohut rengi ile desenlendirilmiş kumaşlardan dikilmiş kıyafetleri giyerlerdi. Kumaş desenleri o dönemin desenlerini yansıtmıyor. Osmanlı padişahları kemha adı verilen, dokumasında kılaptan denilen altınlı telle dokunmuş kemha, kadife, çatma kadife, seraser denilen ağır, tok kumaşları kullanırdı.

MOBİLYA

Padişah, Batılılar gibi masada oturuyor. Oysa o dönem padişahın yerde oturması, haritalara da öyle bakması gerekir. Sarayda masa kullanımı 18. yüzyıldan sonra başladı. Sultan kabul töreninde değilse, günlük çalışmasını yapıyorsa bir minder üzerinde oturuyor olmalıdır. Törenlerde ise tahtında oturur.

ÜÇ KOLLU ŞAMDAN

16. yüzyılda üç kollu şamdan yok. Tek kollu kullanılıyordu. Üç kollu şamdanlar 18. yüzyıldan itibaren saraylarda kullanılmaya başlandı. Şamdan Avrupa tarzı. Kanuni dönemini yansıtmıyor. Daha çok evimizde kullandığımız şamdanları anımsatıyor.

HASODABAŞI

Sultan’ın huzurundaki bir maiyyetinin başının açık olması o dönemler için söz konusu değildir.

HALI

Yerdeki halı desen olarak dönemi yansıtıyor. Çünkü madalyon desenli halıları Süleymaniye, Selimiye gibi selâtin camilerde görüyoruz. Ancak o halılar mekan için büyük kullanılmış. O dönemde yere çok kaliteli ince hasırlar serilir, onların üzerine de küçük ebatlı halılar yerleştirilirdi.

Bu tür terimleri ve kuralları bilmek; senaryo yazarken göz önüne alındığında, klişelerin oluşmasını önler, özgün bir hikaye anlatılmasını sağlar. Hikaye kuralları, filmler veya dizilerde oldukça fazla şekilde işlenmesi sebebiyle bir kural halini almıştır. Yani genel olarak kurallar, gayriresmi bir isime sahiptirler. Oyuncu, yazar, set çalışanlarının ve yönetmenlerin bu kuralları biliyor olması çekim süresini hızlandırır ve ne şekilde çekilmesi gerektiğinin de anlaşılmasını sağlar. Ayrıca bu kuralların gayriresmi adını bilmeniz, örnek sahneleri bulmanızı veya araştırmanızı da sağlar.