Classical Acting (Klasik Oyunculuk), tiyatro sahnelerinde görmeye alışık olduğumuz bir oyunculuk türüdür. Senaryo metinlerine bağlı kalınarak, genel olarak kelime bazlı vurgulamalar görülür. Bu nedenle bu oyuncuların Artikülasyonları (Sesletim seslerin, hecelerin ya da sözcüklerin vurgulanma şekli) harika şekildedir. Classical Acting oyunculuğunda, aktör ahenkli ve yüksek sesle konuşur. Ayrıca kelime hecelerini tam şekilde vurgulayarak yanlış anlaşılmaların oluşmamasını sağlar. Bu gibi durumlarda ağızdan çıkan kelimeler farkı anlaşılabileceğinden, aynı ses benzerliği taşıyan farklı kelimelerin de kullanıldığı oluyor. Bunun sebebi tiyatro sahnelerinde mikrofon olmaması ve akustik etki gereği, en arka sıradaki seyircinin de söylenen sözleri net şekilde duyabilmesidir. Ancak sinemada Classical Acting pek tercih edilmez. Çünkü kontrol altındaki bir hikayede aktörlerin ahenkli şekilde konuşması, yapaylık oluşturmaktadır.
Method Acting (Metot Oyunculuğu), genel olarak dijital yapımlarda tercih edilen bir oyunculuktur. Bu oyunculukta seyircilerin kelimeleri net şekilde anlaması gibi bir zorunluluk yoktur. Zaten oyuncuya yakın şekilde mikrofonlarla kayıt alınan sesler, post prodüksiyon aşamasında istenildiği seviyeye getiriliyor. Metot Oyunculuğundaki amaç, canlandırılan karakteri mümkün olduğunca gerçekçi olarak yansıtmaktır. Canlandırılan karakter, gerçek hayatta nasıl davranıyorsa, oyuncu bunu analiz etmeli, araştırmalı ve onun gibi davranarak karaktere bürünmelidir. Böylelikle bakışlar, diyalog sahnelerinde konuşma hızı ve oyuncunun tavırları değişkenlik gösterecektir. Örneğin bir oyuncu, hakim rolünü canlandırıyorsa, bu konudaki araştırmaları, duruşma salonlarındaki karakter performansı yönünde olmalıdır. Çünkü duruşma salonları dışıında hakimler sıradan insan haline gelir. Aynı durum doktor, şirket yöneticileri vs. için de geçerlidir.